Sayfalar

24 Ekim 2011 Pazartesi

Ey Çaresizlik!.. Adını ‘acıyı paylaşmak’ koymuşlar…

Paylaşılabilir bir acı olsa bari… Böylesi nasıldır, insanı nasıl böler ortadan ikiye, sonra dörde, beşe, onyediye ve yok eder sonra, hala hayattaysan bile. Bilinebilir mi… Anlaşılabilir mi ki, paylaşılabilsin.

20 Ekim 2011 Perşembe

Beyoğlu Rapsodisi (kitabı okumayanlar ve okuma niyeti olanlar bunu okumasın zira sürprizin içine ediyorum!..)

Halk türkülerinden ve milli ezgilerden oluşturulan müzik eseri demek rapsodi. Macar Rapsodiler’i vardır mesela Listz’in, meşhur. İçinde onca çok- sesliliğe rağmen en çok Beyoğlu’nun çalıp söylediği böyle bir kitaba güzel bir isim olmuş; Beyoğlu Rapsodisi. Yazarı Ahmet Ümit.





14 Ekim 2011 Cuma

Portakalım Altınım!..


Kadınlardan oluşan bir juri değerlendirdi bu sene Altın Portakalı. Ne yalan söyleyeyim, hiç bakmadım kimdir bu kadınlar, ne yaparlar diye. Kadın olmaları, bir film yarışması bile olsa dünyanın belli bir kesiminin dinlediği, hem de can kesilip dinledği bir kulağa duyulacak bir ses yaratacak olmaları hoşuma gitti. Altın Portakal öncesi twitterdan takip ettiğim bazıları Zenne’yi en iyi film olarak konuşuyorlardı. Biraz araştırıp nasıl bir şey olduğunu öğrendiğimde benim de ilgimi çekti. Tamamını izlememiştim tabii, film vizyona girene kadar o meşhur jurinin değerlendirmesine güvenmek zorundaydım. Vakti zamanı gelince kendi düşüncelerimi de burada paylaşacağım elbette. Ama, her şeyden önce, ilk önce, bu akşam hissettiklerimi paylaşmam gerek.

9 Ekim 2011 Pazar

Şarkını Söylediğin Zaman


2011 yılının Ekim ayı kitabıydı Charlotte Türkçe Kitap Klubünde (Meraklisina; https://www.facebook.com/groups/339206104245/ ). Daha önce Ölü Erkek Kuşlar’ı ve Mor’u okunmuş genel bir beğeni ve hayranlık oluşmuştu yazara karşı. Şarkını Söylediğin Zaman’ın daha yayımlanacağı söylentileri sırasında karar vermiştik neredeyse okumaya. Seviyorduk İnci Aral’ı. Klubün bütün aktif üyeleri tarafından paylaşılan ortak bir hevesle bekledi sırasını… Ekim’in gelmesini. Bir önceki ayın kitabı Şairin Romanı olduğu için üç sıfır yenik başlamış olsa da maça yazarına duyulan genel yakınlık büyük avantajdı roman için. Ama bunların hiç biri sonunda uğranılan hayal kırıklığını önleyemedi.