Sayfalar

19 Eylül 2007 Çarşamba

Parmagimda murekkep yarasi...

Kışları özlem tüter Ermenek’in bacalarından. Rüzgar, hikayeler döndürür sokaklarında kah bugünden kah son kullanma tarihi geçmiş eskilerden. Zaman, kalın bir buz tabakası altında, kışlarını büyük şehirlerde yaşayan genç nüfusun, gelirken yanlarında getireceği baharı bekler.


Bense, çocukluğumun yaz başında bir öğle sonrası, kendimi Ermenek otogarında bulurum; midem ağzımda. İstanbul’dan on iki saat sürer Konya, on iki bitmez tükenmez saat. Çocukluğun yavaş geçen zamanından, gecenin karanlığında hiç uyumadan uzayan on iki ağır saat. Konya’dan sonrası Mut; yola yazılmış bir beş saat daha. Orta Anadolu’da otobüs garları nasıl kokar anlamak için, başını, senden önce dayanmış onbinlerce kafanın terinden ve yağından kararmış duvara yaslayıp, bir somunun yarsına yapılmış tostunu çok kaynamaktan morarmış çayına banarak bir iki saat geçirmelisin.