Sayfalar

22 Eylül 2012 Cumartesi

Izlenmeden Yasayamiyoruz!..

Ilk yorumu almisim bloga, farkinda bile degilim. Gormelisiniz beni. Bir sevinmek, bir sevinmek. Sevindirik olmak, sisip simarmak. Gururla kabaran gogsun kafesini zorlarken verdigi aciyi hissetmek. Bla, bla, bla!.. Neyse iste!.. Hem de hic tanimadigim birinden.

Dur bir dakika!.. Tanimadigim mi dedim.

Peki nereden biliyorum tanimadigimi.

Tanidiklarimi ya da tanidigimi zannettiklerimi biliyorum da, tanimadiklarimdan haberim var mi?

14 Şubat 2012 Salı

Yeşil Peri Gecesi (Ayfer Tunç)

Ayfer Tunç’u o henüz bir ‘gemi tayfasıyken’ tanımıştım. Hayalet Gemi adında bir dergi çıkarmışlar, okuyanı diyardan diyara sürüklüyorlardı (meraklisina: http://hayaletgemi.com/ ). Onlar çok yol almışlar, senelerce dolanıp pek çok limana uğramışlar ve hatta geri bile dönmüşlerdi. Geç kalmıştım. Yine de güzeldi izlerini sürmek, o yol heyecanını onlarla yeniden yaşamak. Aradan ne çok zaman geçti hatırlamıyorum, ‘Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek’ le yine kulağıma çalındı adı. Gel zaman git zaman, kısmet bugüneymiş, klüp kitaplarımızdan biri olarak yine karşılaştık Ayfer Tunç’la. Ama bu sefer hiç gitmemek, hep aklımın bir yerlerinde kalmak, kendini yerleştirdiği hafıza sarmalında anıya benzeyen çakımlarla yanıp sönerek kendini sürekli hatırlatmak üzere yine geldi.

Diyorlar ki, Kapak Kızı diye bir kitap daha yazmış Tunç bundan önce. Yeşil Peri de onun bir devamı, hatta oradaki bir yan karakterin kendi romanıymış. Bilemem, Kapak Kızı’nı okumadım, ama okuyacağım. Ne hissettiğimi o zaman söylerim.