Ne sinir!.. Sevmiyorum bu sehrin merkezini. Hic bir sehrin merkezini sevmiyorum aslinda. O kalabalik, onca insan... Hep ayni renk ve ayni ton. Sana benzeyen, senin gibi olan veya diger herkes gibi olmaya calisan, yuzlerce insan. Ha, bir de Cumartesi aksamiysa, herkes gibi 'eglenmeye calisan', hayattan alinan zevkin en ucundaymis gibi yapan koca bir suru. Kose baslarinda bagiran ve jazz muzigiymis gibi yapan tangur tungurtu da cabasi. Ya, onlara bakan yuksek camekanli vitrinlerinden 'hayat cok guzel' renklerindeki gozleriyle hic bir yere bakmayan, boylece gormek diye bir derdi olmayan renk korlerine ne demeli...
12 Ekim 2013 Cumartesi
18 Şubat 2013 Pazartesi
Rüya _ Pazarı Pazartesiye bağlıyoruz.
Üç kiși oturuyor. Ortalık oldukça loș.
Hatta, bir dıșarı mekanı. Hafif bir rüzgar var. Aysız bir gece. Ağaçlara
asılmıș düșük mumlu bir iki lanternden geliyor ıșık. Bir yaz bahçesi. Üç
kișiden biri, sadece izliyor. Dolayısıyla görmüyoruz onu, o bizi görüyor ama.
O, benim. Diğer iki kișiden biri Erdal dayıma benziyor; heybetli. Bahçede bodur
ağaçlar var, bol yapraklı. Sanırım meyva ağaçları. Elma gibi, șeftali gibi bir șey.
14 Şubat 2013 Perşembe
Iskender !! ve ??
Elif Ṣafak’I severiz biz klüpcek.
En azından klubün mudavimleri tarafından
bu böyle.
Oysa becerikli yazıcı kendi
memleketindeki okuyucular tarafından öyle pek de derin bir muhabbetle anılmıyor
nedense.
Ya da, seveni var amma sevmeyeni de pek
fazla gibi duruyor diyelim.
Veya, buradan bakınca öyle görünüyor
diyelim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)